Musalla Mezarlığının bulunduğu alan Anadolu Selçuklu Devletinden bu yana önemli bir merkez olarak iş görmüştür. Örneğin Musalla Mezarlığının Namazgah olarak adlandırılan bölümü toplum ve devlet hayatındaki çeşitli uygulamalara ev sahipliği yapardı.
Sultan Meydanı veya Bayram Yeri olarak da adlandırılan bu alanda eskiden devlet yetkilileri karşılanır, askerler sefere buradan uğurlanırdı. Büyük yolların kesişim noktasında olması nedeni ile her zaman hareketli idi.
Meydanda minber ve müezzin mahfili olarak kullanılan yapı var. Eskiden toplu bayram namazları kılınır, halk bayramlaşırmış. Teravih namazları halen kılınıyor.
Yakın zamana kadar yağmur duası için de halk burada toplanırmış. Namazgahı Bayram Yerine çeviren kişi Kanuni Sultan Süleyman’dır.
Cennet Çukuru
Musalla Mezarlığının, Bitlis Ahlat’taki Selçuklu Mezarlığının gölgesinde kaldığı için az bilinen bir bölgesi var. Cennet çukuru.
11. yüzyılın ilk yarısından itibaren Anadolu’ya akın eden gazi atalarımızın bir kısmı bu Cennet Çukurunda istirahat ediyor. Alparslan’ın 1071 öncesinde gönderdiği öncü birlikler Bizanslılarca şehit edilerek bu noktaya atılmışlardır.
Cennet Çukurunun kenarında şu anda kullanılmayan eski bir kuyuya Zemzem eklendiği rivayet edilir. Yakın zamana kadar Konya ahalisi bu kuyudan aldıkları su ile kendi sularına Zemzem aşılarmış.
Musalla Mezarlığındaki Türbeler
Musalla Mezarlığında çok sayıda türbe ve anıt yapı bulunuyor. Bunlardan bir kısmı şu şekilde:
Şeyh Şücaed-din Türbesi
Şeyh Şucaeddin, İbrahim Hakkı Konyalı’nın ifadesiyle Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus’un kızı Hond Fatma Hatun’un azatlı kölesidir. Asıl adı Uğurlu ibn-i Abdullah’tır.
Hamid Bin Ebulfahr Kirmani Türbesi
Lakabı ile birlikte tam adı Evhadüd-din Hamid bin Ebulfahr Kirmani olan bu zatın ismi, Muyhiddin Arabi Hazretlerinin Fütuhat’ül Mekkiyye adlı eserinde geçmektedir. 1164 yılında doğmuş olabileceği düşünülüyor. Bağdat’ta eğitim aldıktan sonra tasavvuf yolunda ilerlemiştir. İslam’daki fetih anlayışı kapsamında Abbasi Halifesinin teşkilatlanmasında görev üstlenmiş, özellikle gençlerin eğitimi için çok çaba sarf etmiştir.
Kadın talebeleri ile bir arada bulunması namahrem diye kınanınca “Benim gözüm Hak’tan gayrını görmez” dediği, çevresindekilerin de çeşitli kerametlerine şahit olduğu rivayet edilir.
Şeyh Halili Türbesi
Konya’da yetişen şairlerin büyüklerinden kabul edilir. Hazreti Mevlânâ Hüdavendigâr’ın görüşlerinden etkilenmiş bir tasavvuf erbabıdır.